Elektrikli Araca Temassız Şarj
28 Ağustos 2022

Elektrikli Araca Temassız Şarj

Akcan Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve En Yakıt A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Özcan Akcan şarj sürecini ve en-ix teknolojisini Hürriyet’e aktardı.

Özcan Bey, En Yakıt genç bir şirket. Bize En Yakıt’ı anlatabilir misiniz? Nasıl kuruldu, faaliyetleri neler?

Akcan Holding olarak 80 yıllık bir geçmişimiz var. En Yakıt 3 yıllık bir şirketimiz. Pandemi öncesi temassız bir akaryakıt ikmalcisi olarak proje ortaya koyduk. Ekibimizle beraber bu yazılımı gerçekleştirdik. Türkiye’nin bin 100 istasyonunda şu anda temassız blokesiz ve hiçbir ön ödeme yapmadan akaryakıt ikmali yapabileceğiniz bir uygulamamız var.

Akcan Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve En Yakıt A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Özcan Akcan

Aslında bu uygulama sonradan şirketleşti anladığım kadarıyla?

60 bin civarında pazarda ve piyasada müşterimiz var. Bu müşterilerimizin elektrik ihtiyaçları doğmaya başladı. Aynı şekilde ‘temassız ikmali nasıl gerçekleştirebiliriz?’ diye ilerlerken, elektrikle ilgili yeni yazılımlar ve güncellemeler gerçekleşti. TOGG’la beraber yeni lisans teşvik paketleri gibi yeni mevzuatlar ortaya çıktı. Bunlar çıkınca En Yakıt’ı bir markadan bir şirkete çevirmek zorunda kaldık ve En Yakıt A.Ş’yi kurmuş olduk. Bununla beraber elektrik yolculuğu da başlamış oldu.

En Yakıt nasıl çalışıyor sistem olarak, uygulamayı bize biraz anlatır mısınız?

Biliyorsunuz normalde Türkiye’de ticari firmalar temassız yakıt ikmali yapabiliyor, taşıt tanıma tarzı operasyonlarla. Bu da aynı bu operasyon gibi. KOBİ’ler veya bireysel kullanıcılar bu uygulamayı indirip kredi kartlarını tanımlıyorlar ve Türkiye’deki bin 100 istasyondan gidip akaryakıtlarını alıyorlar. Hiçbir ön ödeme, blokaj yok. İstasyondan ayrılırken tanımladıkları karttan ödemeleri tahsil ediliyor. Bunun şöyle bir avantajı var: Faturaları tek noktada birleştirebiliyorlar. KOBİ’ler bazı araçlara limit koyabiliyor ve aynı zamanda pazar günleri ve mesai sonrası saatleri tanımlayabiliyorlar. Her şeyi bir tek uygulama üzerinden operasyon olarak yönetebiliyorlar.

ELEKTRİKLİDE TEMASSIZ ÖDEME

Bu yalnızca ödeme kolaylığı değil anladığım kadarıyla indirim gibi avantajları da var mı?

Tabii ki kurumların yani KOBİ’lerin alış miktarlarına göre kademeli olarak indirimler de sağlıyoruz. İnsanlar artık bu pandemiyle anladılar ki istasyonlarda marketlere uğramadan kredi kartını uzatmadan direkt operasyonlarını bitirmek istiyorlar. Fatura operasyonlar tek kalemde oluyor. Bütün ekstraları ve fatura ödeme tek noktadan. Hepsi En Yakıt mobil uygulama üzerinden yönetilebilir.

Hiç kasaya gitmiyoruz! Hemen pompa da işi bitirip devam ediyoruz. Yeni bir de uygulamanız var bildiğim kadarıyla en-ix diyorsunuz buna, nedir biraz bize ondan bahseder misiniz?

en-ix, En Yakıt’ın elektrik tarafında başladığımız geliştirdiğimiz projemiz. Nasıl ki insanlar akaryakıtını temassız bir şekilde hiçbir uygulama veya bir QR veya bir kart okutmadan devam edip alabiliyorsa bunun aynısını elektrikte yapmasını istedik. Fakat pazarda, piyasada şu anda 4 tane hizmet sağlayıcı şirket var ve 4 bin tane cihaz var. Fakat bu 4 bin cihazın toplamda yüzde 90’ı AC dediğimiz, insanların evinde ve işyerlerinde ve ikmal yapabilecekleri şarj cihazı niteliğinde bir cihaz.

Yani kurumsal olarak kullanılacak veya ticari olarak kullanacak cihazlar değil. Yine onun kapasitesindeki cihazlar şu anda şarj istasyonu adı altında pazarda ve piyasada bazı noktalarda bulunuyor. Fakat bunlar maalesef ikmal noktasında yeterli olmayacak cihazlar. Yüzde 10’u ise DC dediğimiz yüksek hızlı cihazlarımız. Bunların çalışma sisteminde bir kart var, para yüklü bir kart. Cihaza gittiğinizde okutuyorsunuz araç ikmal yapıyor. O karttaki paradan düşülüyor. Ya da QR olması gerekiyor. Gidiyorsun QR’ı okutuyorsunuz. Biliyorsunuz bunlar otoparklarda oluyor, internete erişim de zor oluyor. O anda telefonun bataryasında sorun olabilir vs.

‘SİSTEM İLK KEZ KULLANILIYOR’

Peki en-ix’in tüketiciye ne faydası oluyor?

en-ix dünyada ilk kez kullanılan bir teknoloji. Esasen en-ix bir isim değil. en-ix bir sistemin kısaltılması. ‘En’ istasyon yani sayaçtan geliyor. Elektrik enerji sayacından geliyor. ‘X’ bilinmeyen araç, ‘I’ information yani iletişim, yani elektrik sayacı ile aracın aracı arasındaki iletişimi sağlıyoruz. Taktığımız soket kablo üzerinden aracın kimin olduğunu görüyoruz. Bu teknoloji ile şu anda Avrupa’da bazı büyük şirketler uğraşıyor. Yakalamaya çalışıyor. Ama biz En Yakıt olarak bu en-ix teknolojisini çözdük ve kullanıyoruz.

O zaman şöyle mi anlıyorum. Araçlarında bir ID dediğimiz, bir kimliği oluyor. Sistem size bağlandığı zaman o kimlik devreye giriyor ve orada da araca tanımlanmış bütün hizmetleri görebiliyoruz.

12 haneli arka tarafta bir aracın ID’si var. Bu ID’nin kime ait olduğu net bir şekilde bizde daha önceden kayıtlı. Aracı bir cep telefonu şarj eder gibi soketi aracınıza takıyorsunuz. Ne bir QR, ne bir kart, hiçbir operasyon yapmadan işlem başlıyor. Hatta uygulamanıza mesaj geliyor, diyor ki ‘aracın şarj olmaya başladı’. Ve sistem çalışıyor. Hatta o ortamdan ayrılabiliyorsunuz. Gidiyorsunuz kafede veya restoranda telefonunuzdan arabanızın durumuna bakıyorsunuz aynı anda açıp yüzde kaçta olduğunu söylüyor. Dolmaya yakın 3 dakika 4 dakika kala da bildirim geliyor. Diyor ki ‘aracınız dolmak üzeredir bilginiz olsun.’ Aracınızın yanına gelebilirsiniz gibi bildirimler de gönderiliyor.

en-ix teknolojisi araç takip sistemine entegre olacağı için kullanıcının takibi açısından da kolaylık sağlayacaktı, değil mi?

Yarın aynı akaryakıt sektöründeki araçlar gibi bazı araçlara limitler koyabilecekler. Bazı günler almasını engelleyecekler. Bu taşıt tanıma operasyonun elektrikli kısmı olmuş oluyor. İstedikleri kadar limit koyabilirler, hangi günler almasını isterlerse onları yapabilirler. Fatura operasyonlarını tek noktada yine yapabilirler. En Yakıt’ın bir güzelliği, akaryakıt tarafı ve elektrik tarafı bir bütün hibrit olduğundan filonuzda elektrikli aracınız olmaya başladığında aynen devam edeceksiniz. Tek fatura, tek ödeme noktası. Hem akaryakıtı hem de elektriği ödemiş olacaksınız.

BÜYÜME DEVAM EDECEK

Siz uzun yıllardır akaryakıt sektörünün içindesiniz. Elektrikli araçlar dönemindeyiz. Sizce akaryakıtçılık ölüyor mu? Bu teknolojik gelişmeler akaryakıt sektörünü nasıl etkileyecek?

Geriye dönüp baktığımızda, akaryakıt sektöründeki tecrübemiz 33 yıla ulaşıyor. Akaryakıt pazarı önümüzdeki 5 -10 yıl içinde büyümeye devam edecek. Çünkü bir anda üreticilerin hepsi birden fosil yakıttan çıkıp da elektrikliye dönemiyor. Fakat yeni Ar-Ge’ler geliştirmeyecekler, yeni motor teknolojileri, şanzıman teknolojileri geliştirmeyecekler. Bu çalışmalar önümüzdeki süreçlerde elektrikliye dönmeye başlayacak. Şu anda yüzde 3-4 pazar payı önümüzdeki 10 yılda yüzde 50 seviyelerine gelecek. 20 yılın üzerinde akaryakıtla ilgili pazarda sıkıntı olmaz. Ama elektrik de bir taraftan hiç tahmin etmeyeceğiniz bir şekilde hızlanarak ilerleyecek.

Sektörün büyümesine paralel olarak hedefleriniz neler?

Araç denen şey özgürlük, insanların özgürlüğü. Çünkü aracınız olduğunda istediğiniz programı yapabiliyorsunuz. Bugün İstanbul dışında farklı şehirlere seyahat edebilme ihtimaliniz var. Ve birkaç dakikada ikmal yapıp binlerce kilometre yol yapabiliyorsunuz. Fakat elektrikli araçlar insanların özgürlüğünü kısıtlıyor. En Yakıt’taki yaklaşımımız şu: Diyoruz ki; Türkiye’nin her noktasında, doğudan batıya, En Yakıt logosunu gördüğünüz her yerde 180 kilovat’lık cihazlarla aracınızı doldurabilirsiniz.

180 kilovat olduğu zaman ne oluyor? 60 kilovat olduğu zaman ne oluyor? Biraz bize onun ayrımını anlatabilir misiniz?

Şu anda 4 bin tane cihaz var diyoruz. Bu 4 bin tanenin karşılığında toplam kilovat’a böldüğümüzde Türkiye ortalamasının cihaz başına 26 kilovat olduğunu görüyoruz. Fakat Türkiye’de mevcut otomobiller veya yeni üretilecek otomobillerin ortalama 150 kilovat güç alabilme kapasitesi var.

Evet normalde 150 kilovat alan bir araca 26 kilovat’tan 8 ve 9 saatte ikmal yapabilirsiniz. Ama 180 kilovat’la şarj ettiğinizde yüzde 80’e 20 dakika gibi kısa bir sürede gelebiliyorsunuz. Bu da elbette sürücülere bir özgürlük sağlıyor ve aynı zamanda aracınızı da gücüyle özgürleştiriyor. Onun için yatırımlarımızda hiçbir zaman AC şarj cihazımız olmayacak.

‘TÜRKİYE’DE LİSANS ALAN İLK ŞİRKETLERDEN BİRİ OLDUK’

İlerde bu elektrikli araçların dolum istasyonları böyle devasa santrallerin olduğu çok geniş alanlarda bir şey mi olacak, nasıl olacak?

Akaryakıt istasyonlarında olmazsa olmaz olacak. Ama artık biraz homojenleşecek ve dağılacak. Yani artık bir kafenin önü, bir alışveriş merkezinin önü, bir restoranın önü daha da kıymetli olma noktasına gelecek. Çünkü bir restoranın önünde şarj istasyonu varsa orayı tercih edeceksiniz. Gidip şarja takacaksınız. Şarj istasyonlarının tek bir noktaya yapılmamasının sebebi de enerji. Çünkü bir noktada çok yüksek trafo kapasiteleri belki oluşmayabilir ama parçalarsak bunları arka taraftan destek açısından enerji desteği açısından daha dağılmış ve homojen olacak.

En Yakıt lisans alan ilk şirketlerden biri mi?

Bu mevzuatlar gereği EPDK aynı akaryakıt sektöründe olduğu gibi Türkiye’de elektrikli lisans, elektrik şarj istasyonları için bir çerçeve belirledi ve lisansa açtı. En Yakıt da Türkiye’deki ilk lisans alan şirketlerden bir tanesi. Günümüzde 10’un üzerinde lisans var ama önümüzdeki bir yıl içerisinde 60 lisansa ulaşacağını öngörüyoruz. Akaryakıt sektörü de bu süreçlerde 130’un üzerinde lisansa çıkmıştı şimdi 35 lisansa düşmüş. Önümüzdeki süreçte elektrikte 60 -65 bandında bir yerde durmasını öngörüyorum. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde bunların sadece yüzde 3’ü kalacak. Çünkü bunlar ya birleşecek, ya ortaklık yapıları değişecek, ya da satılacak. Ancak operasyonlarını doğru yürüten, doğru yatırımlar yapmış şirketler önümüzdeki 5 yılda pazara hakim olacak.



‘DOLUM İSTASYONLARI OLMAZSA OLMAZ’

Tıpkı cep telefonlarında olduğu gibi dolum süreleri de kritik önem taşıyacak ki yolculukdaha az kesintiye uğrasın. Bu anlamda da dolum hızı önemli herhalde?

Doğru. Çünkü telefonlardan çok araçlardaki piller çok daha akıllı, ne alacağını kendisi söylüyor. Bugün sektörde bulunan araba markalarının bazıları 70 kilovat’la, bazıları 150 kilovatla başlıyor. Yüzde 80’e geldiğinde ısınma seviyeleri yükseldiği için daha da az kilovata düşüyor. Bir anda 150 kilovatla başlayan bir araç yüzde 80’e geldiğinde 40, 50, 60 kilovatlara düşebiliyor.